Hikayeden Logo Hikayeleri
Her logo tasarımının bir hikayesi vardır sanıyorsunuz değil mi?
Her logo bir derinlik ihtiva etmelidir, yanılıyor muyuz?
Kendi içerisinde bir anlamsallık barındırmalıdır.
Bir logo tasarımı yaparlar ve “aslında şuradaki ikon falanı temsil ediyor, buradaki renk filanı anlatıyor” derler; derler de derler…
Peki gerçekten öyle mi yapılır?
Yani bir logo tasarımı oluşturulurken bir hikaye yazılır sonra o hikayeye uygun bir logo tasarımı mı yapılır?
Yoksa önce bir logo tasarımı yapılır, üzerine mi hikaye yazılır, daha doğrusu uydurulur?
Piyasa hangisi geçerlidir?
Gerçek Tasarımcılar ya da Ajanslar Logoya Önce Hikaye Bulurlar
Logoda verilmek istenen imaj, duruş ve mesaja uygun bir logo tasarlanmalıdır.
Bu doğrultuda, verilmek istenilen imaj doğrultusunda logo tasarımı oluşturulur.
Kullanılan renkler, tipografi ve sembolik kullanımlar bu konsepte uygunluk kriterine göre harmanlanır.
Ortaya çıkan tasarım da aslında hikayenin bir yansımasıdır.
Bir başka ifade ile, logo tasarımı işine başlanmadan önce, iş gerçek bir tasarımcı ya da sağlam bir reklam ajansı tarafından yapılacak ise, fikirsel anlamda prova yapılır, iş en ince ayrıntısına kadar düşünülür ve kurgulanır.
Logonun hikayesi bu süreçte belirir.
Bu süreç bir reklam ajansı ya da bir tasarımcının iş tutuş biçimi ölçmede en önemli kriterlerden birisidir.
Zira, bir logo tasarımında hangi rengi, hangi fontu ve hangi sembolleri neden ve nasıl kullanmış, bunların kullanım biçimi ve sebebi son derece önem arz etmektedir.
Diğer bir ifade ile yapılan her şeyin bir anlamı ve açıklaması olması yapılan işin de ne kadar bilinçli ve doğru yapıldığının adeta bir belgesi durumundadır.

Niçin o font seçilmiş, niçin kırmızı değil de lacivert kullanmış, logo tasarımının genel görünümü nasıl, modern bir logo tasarımı mı olmuş, minimalist bir logo tasarımı mı olmuş yoksa klasik bir logo tasarımı mı olmuş; bütün bunların açıklaması son derece önemlidir, logo tasarımında renk seçimi asla tesadüf değildir.
Dolayısıyla, bir markaya logo tasarımı oluşturmadan, öncelikle marka tanımlanır, marka için fikirsel plan oluşturulur ve oluşturulan plan seyrinde logo tasarımı hayata geçirilir.
Özet olarak, önce fikir ve hikaye oluşur, sonra logo oluşur.

Grafizula.com olarak bizim görüşümüz de tartışmasız olarak işin doğrusunun bu olduğu yönündedir.
Bu konudaki en net görüşlerimizi Bir Logoda Olması Gereken Özellikler başlıklı içeriğimizde bulabilirsiniz.
Bazıları Hikaye Anlatmaya Bayılır
Plansız, programsız, fikirsiz ve gelişigüzel çalışan reklam ajansları ya da tasarımcılar üzülerek söylemeliyiz ki hikaye anlatmaya bayılırlar.
Ortaya bir logo tasarımı çıktıktan sonra sadece müşteriyi etkilemek için üzerine bir hikaye uydururlar.
Buradaki asıl amaç, yukarıda da belirttiğimiz üzere müşteriyi etkilemektir.
Şurada şu şunun için kullanılmıştır, buradaki renk bilmem neyi temsil etmektedir, fontların böyle oluşu aslında sizin filanca bir kuruluş olduğunuzu sembolize etmektedir…
Ve daha nice aslı astarı olmayan, sonradan uydurulmuş hikayeler manzumesi…
Dolayısıyla bir logo tasarımının üzerine iş bittikten sonra hikaye uydurmak hem etik değildir hem de işi ucuzlatmaktan öteye gitmeyen bir taktiktir.
İşin doğrusu, önce analiz, sonra plan ve fikir sonra uygulamadır.
İş böyle yürüdüğü takdirde bir logo tasarımının üzerine hikaye uydurmaya da gerek kalmayacaktır.
İşin hikayesi zaten doğal yollarla ortaya çıkmış olacak ve yapılan iş de bir o kadar isabetli olacaktır.

Bizler Grafizula.com olarak yalnızca logo tasarım değil, yaptığımız her işte derinlemesine analiz yapmayı, fikir oluşturmayı ve planlamayı kendimize ilke edindik.
Darısı önce işi yapıp sonradan üzerine hikaye uyduran meslektaşlarımızın başına…
İşini hakkıyla yapan tüm tasarımcılara ve tüm reklam ajanslarına en derin saygılarımızla…
Bilgi ahlaktır.
Saygıyla.
Kreatif Direktör