Çalmak mı Esinlenmek mi?
Tüm değerli takipçilerimize, bizi yakından takip eden genç meslektaşlarımıza, konu ile ilgili olan olmayan herkese içten bir merhaba…
Bu yazımızda, tasarımda önemli bir sorunsaldan bahsedeceğiz.
Çalmak mı yoksa esinlenmek mi?
Hangi işlere çalıntı, hangi işlere esinlenme diyebiliriz?
Bu soruların cevaplarını arayacağız.
Grafik Tasarım Dünyasının Kanayan Yarası: Çalmak
Söz konusu, ister bir logo tasarımı; ister bir poster, billboard, katalog tasarımı; ister bir web sitesi tasarımı ya da kurumsal kimlik tasarımı olsun.
Yukarıda saydıklarımız görsel reklamcılık unsurlarına ek olarak isterse bir slogan ya da marka ismi olsun.
Ne olursa olsun…
Eğer birebir kopyalama var ise bu net bir biçimde çalıntı iştir.
Bir başka anlamda başkasının emeğini çalmaktır.
Emek hırsızlığıdır.
Üzülerek söylemeliyiz ki bu tip işler gerek vicdanı, gerek imajsal, gerek ticari, gerekse hukuki anlamda sıkıntı oluşturabilecek işlerdir.
Daha doğru bir ifade ile iş bile değillerdir.
Resmen, çöptür.
İş, tabirini söz gelimi olarak kullandık.
Örnek olarak bir logo tasarımını ele alalım.
X şirketi bir logo yaptırmak istiyor.
Bunun için bir reklam ajansı ile ya da bir tasarım atölyesiyle anlaşıyor.
Çalışan reklam ajansı eğer konusunda uzman kişi ya da kişiler ile çalışmıyor ise burada işin kolayına kaçması söz konusu olabilir.
Tasarlayacağı logoyu bir başka şirketin logosunu kopyalamak suretiyle müşterisine sunabilir.
Hiçbir üretim ve zorlanma zahmetine girmeden bu çalışmayı başka bir yerden bulup, alıp üzerinde yalnızca isim değişikliği yaparak o şirkete sunabilir.
Bu noktada karşımıza “çalıntı” kavramı karşımıza çıkmaktadır.
Zira, ajans, logoyu birebir kopyalamıştır.
Müşteri, o reklam ajansına inanarak, yapılan çalışmayla birlikte patent başvurusu yaptığında gerçeği acı bir şekilde öğrenecektir.
Çünkü o yapılan (daha doğrusu çalınan) çalışmayla kendisine patent alamayacaktır.
O çalışma, çalıntı bir çalışma olduğu için yaptığı patent başvurusu reddedilecektir.
O işle ilgili yaptığı bütün yatırımlar bir anda çöp haline gelecektir.
Yukarıda anlattığımız yine iyi bir senaryo olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bunun çok daha kötüsü de yaşanabilmektedir.
Yine, aynı müşteri yine aynı ajansın yaptığı çalıntı logo ile bir patent başvurusu yapmış olsun.
Bu kez patent almış olsun.
Şimdi, değerli okuyucularımızın “hani çalıntı logo çalışması ile patent alınmıyordu?” dediklerini duyar gibiyiz.
Evet, bazen olabiliyor.
Yani, bazen bu gibi durumlar gözden kaçabiliyor ve çalıntı diye tabir edebileceğimiz çalışmalara patent onayı verilebiliyor, ta ki o logonun gerçek sahibi olan şirket çıkıp itiraz edene kadar.
İşte, bu durum, bir öncekinden çok çok daha kötü bir durum olarak karşımıza çıkabiliyor.
Çünkü o logoyla oluşturulan imaja çok fazla yatırım yapılmış oluyor.
Onunla ilgili, kataloglar, web siteleri, kurumsal kimlik çalışmaları, tabelalar ve daha sayamayacağımız onlarca kalem iş yapılmış oluyor.
Dolayısıyla bu itiraz sonucu hem onlarca kalem çalışma bir anda çöp haline gelmiş oluyor, hem de çalıntı kopyayı kullanan firma çok büyük tazminatlar ödemek durumunda kalıyor.
Esinlenme Her Zaman Vardır ve Olacaktır
Esinlenme, bir çalışmayı görüp, o çalışmayı baz alıp ancak yepyeni bir çalışma ortaya koymaktır.
Esinlenilen çalışmalarda bir parça benzerlik bulunmasına karşın logo tasarım başta olmak üzere tüm işlerde özgünlük esastır.
Ana hatlarıyla benzeşim bulunabilir ancak esinlenilerek oluşturulmuş çalışmalar netice olarak özgün çalışmalardır.
Bu haliyle esinlenmek normal ve kabul edilebilir bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kaldı ki esinlenme, sanatın hemen her alanında da bulunan bir unsurdur.
Müzik, resim, heykel, sinema, edebiyat…
Hangi sanat kolu olursa olsun esinlenme vardır ve dahası olmalıdır.
Esinlenilen bir eser, üzerinde düşünülmüş, uğraşılmış ve çalışılmış bir eserdir.
Dolayısıyla geliştirme vardır.
Bir eseri örnek alıp, “bu eserin daha iyisini nasıl ortaya koyabilirim?” kaygısı vardır.
İdeal Olan: Özgünlük ve Orijinallik
İdeal olan şey hiç yapılmayanı yapmaktır. Orijinal olmaktır.
İster bir logo çalışması olsun, isterse bir katalog tasarımı çalışması, isterse bir web sitesi…
Başta da belirttiğimiz gibi ne olursa olsun asıl olan hiç yapılmamış olanı yapmaktır. Marka oluşturma işinde ideal olan budur.
Ortaya yepyeni bir fikir, yepyeni bir tasarım ve yepyeni bir bakış açısı koymaktır.
Günümüzün reklamcılık dünyasında bunu yapan birçok profesyonel reklamcı bulunmakla birlikte, kabul edilebilir olarak gördüğümüz esinlenmeyi reklam ajansları çoğunlukta olarak kullanmaktadırlar.
Ancak üzülerek belirtmeliyiz ki, müşterilerin konu ile ilgili bilgi eksikliğinden ve iyi niyetinden yararlanan pek çok ajans/tasarım atölyesi/tasarımcı ne yazık ki çalıntı ve kopya işlerle günü kurtarmaktadır.
Siz siz olun, çalışacağınız kurum ya da kişileri çok iyi analiz edin.
Tek tek referans listesini kontrol edin.
Hatta o referans listesinde bulunan referansları arayın.
Konu ile ilgili bir uzmanın görüşlerinden yararlanın.
Şirketinizin geleceğini ve imajını riske atmayın.
Bilgi yaratıcılıktır.
Saygıyla.
Kreatif Direktör